ÖN SÖZ
Tekneniz olur, vaktiniz olmaz.
Vaktiniz olur, naktiniz olmaz.
Haydi hepsini temin ettin diyelim, bu sefer de
sağlığın olmaz.
Hadi o da var diyelim, bu sefer gerçekten isteyip
istemediğini sorgularsın...
Halen istiyorken, halen sağlığın yerindeyken, halen
olabilecekken;
ne duruyorsun be, at kendini denize;
Orhan Veli'nin dediği gibi,
yelken ol, kürek ol, dümen ol, balık ol, su ol;
git gidebildiğin yere.
Geçen yıl başlarında geçirdiğim bir böbrek operasyonu sonrasında
görüştüğüm doktorların/fitoterapistlerin tamamının yaptığı bir tavsiye vardı;
“Artık stresten uzak yaşamalısın; mümkünse işini bırakıp, bundan sonra artık en
sevdiğin işi/hobilerini yapmalısın; organik yaşamalısın, sporcu/gezen J tavuk
yemelisin.” Bu tavsiye üzerine, zaten benim de yıllardır hayalini kurduğum ve
maddi/manevi hazırlıklarını yaptığım yelkenli/karavan gezgini yaşam şekline geçiş
planlarım gündeme gelmiş oldu.
Hazırlık döneminde Covid19 pandemi sürecinin gündeme
gelmesi ve halen yürüttüğüm işimin devredilmesi bir buçuk yılı buldu. Temmuz
2021 sonu itibari ile fiili emeklilik
hayatım başladı nihayet. Ağustos başından itibaren de yelkenli teknemiz
Dua-1 ile uzun seyahat planımızı devreye almış olduk.
Daha önce müteaddit defalar Marmara Adalarını gezmiş; adeta
artık ezberlemiştik iç denizimizin adalarını. Yine Kuzey Ege’de gezilerimiz
oldu. Hatta 2017 yılında Taşoz, Limnos gibi
Yunan adalarına gitmişliğimiz de var. Ne var ki bu gezilerimiz, çalışma
hayatımızın fırsat verdiği ancak iki-üç haftalık izin günleri ile sınırlı kalmıştı
maalesef. O yüzden de, mesai günü işbaşında olabilmek için sürekli bir zaman
baskısı altında gerçekleştirilebildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder