8 Ağustos 2024 Perşembe

S/Y Dua-1 Kuzey Ege (Halkidiki & Sporadlar) Gezisi Seyir Defteri (Temmuz-Ağustos-2024)






            






ÖNSÖZ :

           Amatör Denizciler kış boyu hayaller kurar, sefer planı yaparlar; bu planlar genellikle tutmaz, sağlık, hava durumu, iş durumu vs. bir çok parametresi vardır meselenin.  DUA-1 Mürettebatı olarak biz de bir aylık KUZEY EGE seferi planladık bakalım; Büyük Plancı ne kadarının gerçekleştirilmesine müsaade edecek? Sefer niyeti bizden, zafer ise Allah'tan; Vira Bismillah!

 Dua-1, fiili emekliliğimiz sonrası 2022 yazından itibaren Gelibolu Balıkçı Barınağında ikamet ediyor. Ne var ki tarihi limanımız lodos rüzgarlarına karşı son derece korunmasız; Kasım – Mart arası zamanda biz denizcilerin/balıkçıların canı burnunda; her lodosta mutlaka teknelerimiz bir hasar alıyor. Hele de Kıble Lodos eserse, tam karşıdan gelen dalgalar,  dar girişten barınağın içine girip, karşı rıhtıma çarpıp geri dönerek Barınağın içini can pazarına döndürüyor. Geçen yıl Kasım da, on palamar halatı ile baştankara bağlı Dua-1’in iki halatı gözümün önünde patır patır koptu. Barınak içinde öyle çalkantı oluyor ki tekneler rıhtım seviyesine yükseliyor. Osmanlının ilk Tersanesi, Fatih’in İstanbul kuşatmasına 150 parça savaş gemisi inşa edip göndermiş ve 1533 yılına kadar 150 sene Kaptan-ı Deryalık (Donanma Komutanlığı)  merkezi olmuş Gelibolu’muzun limanı yatırım planlarında maalesef gözardı edilmiş vaziyette; ne yeni Barınak yapımı ne de mevcudunun iyileştirilmesi için bir türlü bütçeden pay alamıyor. Barınak içinde demir atmak mümkün değil; atılan demir yüzde yüze yakın dipteki bir mezbeleliğe takılır kalır, dalgıç ihtiyacı duyarsınız. Ünvanı dünyaya ulaşmış Gelibolu’muzun medar-ı iftiharı büyük denizci Piri Reis Balıkçı Barınağı adı ile yeni bir barınak projemiz etüd aşamasında bütçe beklerken, bir taraftan da mevcut Barınağımızın iyileştirilmesi (lodosa karşı mendirek, sabit tonoz sistemi, yüzer ponton, balıkçı odaları, sinyalizasyon vb) için Güney Marmara Ajansı fonlarından istifade etmeye çalışıyoruz. Gayret bizden, tevfik Allahtan.

         Gelibolu’da kışı böyle geçirirken, bir taraftan da yaz seyir planlarımız yapılıyor; 2017 yılında Kuzey Egenin Taşoz, Kavala tarafını iyice gezmiştik; bu yıl ki hedefimiz de yine Kuzey Ege ama bu defa Kuzey Batı tarafları. Rahmetli Sadun BORO’nun izinde Halkidiki yarım adaları ve Sporadlar. Aylar öncesinden, elektronik haritalar üzerinden 5N1K benzeri soruların cevaplarını bulmak üzere taslak plan için çalışmalara başladık;  hangi tarihte, kaç millik sefer sonrası, nerede, hangi koordinatta ve o koy/limana daha önce gitmiş Reislerin/Kaptanların, HeyamolaHey  ve GezginKorsan forumları ile şahsi bloglarında yazmış Meltem Sarıkaya, Azmi Özer, Zafer Türkmen, Hakkı Algın gibi yelkencilerin  notları derlendi. Bir taraftan da Sadun BORO’nun Kısmet’in Dümen Suyunda ve Rod&Lucinda HEIKELL çiftinin Yunanistan Kıyıları Seyir Kılavuzu incelendi; taslak planımıza özet notlar alındı. Daha önce gezip de paylaşım yapan Denizcilerimize müteşekkirim. Ben de, bundan sonra gideceklere borcumu ödemek üzere yazıyorum; umarım istifadeye medar olur. Ayrıca taslak planımızı Navionics elektronik harita üzerinde adım adım çalıştık; çok ufak değişikliklerle de bu güzergaha uyduk. Harita ve Açıklamalı/Açıklamasız excel taslak planı görüntülerini aşağıda paylaşıyorum.























20240708 P.tesi: Gelibolu – Çanakkale Gümrük Çıkış – Anıt Limanı

Aslında Gelibolu’dan Pazar günü çıkalım, gece Ç.kale Marina önünde alargada kalalım, P.tesi sabah erkenden Marinaya girip Gümrük Çıkış işlemlerine başlayalım diyorduk ama mümkün olmadı; biz de P.tesi sabah 06:00 gibi erkenden çıkıp, saat 10:30 gibi Ç.kale Marinaya bağlandık. Ne de olsa Boğazdaki akıntı ile aşağıya koşturarak inebiliyoruz. Mesai vaktinde eriştik.


















             Bakanlığın “Vatandaşın işini kolaylaştırın” talimatına rağmen Liman Başkanlıkları normalde Acentesiz Gümrük işlemi yapmıyorlar ama o gün benim şansıma Çanakkale'nin önünde haberlere konu olmuş, müşterileri yağlı bir mega yat duruyordu ve Acente onun koşuşturması içindeydi; bizimle ilgilenmedi bile. Biz de fırsattan istifade sırasıyla Liman Başkanlığı => Gümrük => Pasaport Polisi (dönüşte tam tersi) kendimiz yaptık. Referans olması açısından adım adım açıklamaya çalışacağım. 

    1.  Liman Başkanlığı :

a.  Gümrük Çıkış İstenen Belgeler :
    i.  Bağlama Kütüğü aslı ve bir fotokopi
    ii.  ADB aslı ve fotokopisi
    iii. Liman Bşk.lığı Tekne Kullanma Yetki Belgesi (Donatan işlemi yapmıyorsa)
    iv.  Kimlik/Pasaport aslı ve bir fotokopisi
    v.  Tekne Sigortası
    vi. Eski Transitlog Y1 Gümrük Giriş nüshası

    

    b.  Seyir İzin Belgesi (Transitlog)

              i. Çıkışta varsa eski Transitlog  Yurda Giriş (Y1) nüshası kapatılması gerekiyor. Bizim 2017 yılına ait

            Y1 nüshamız fiziken görüldü ve kapatıldı.

            ii. Yeni gümrük çıkış (Y2) için aşağıdaki elektronik ortamdan çıkış kayıtlarımız oluşturuldu. Bunun 

            Vatandaş girişi sorunlu (kopmalar, kayıt oluşturmada zorluklar vb) olduğundan Liman 

            Bşk.lığından teknik yardım aldık. Ancak dönüşte aynı ortamdan giriş işlemlerimizi ve C kodu

            üretmeyi uzun uğraşlar neticesinde başarabildik.

                -  https://e-denizcilik.uab.gov.tr/login

                -  https://sib.uab.gov.tr/Sib/YatListesi

       iii. Normal şartlarda işlem sonunda fiziki Y2 Çıkış Belgesinin yazdırılmasına gerek yok ancak Gümrük 

            yine de çıktısını istedi. Liman Bşk.lığı yazdırma hususunda da yardımcı oldu.  Yoksa, çarşıda

            Printer aramamız gerekecekti.

       iv.  Çıkışta bir para ödemedik ama dönüşümüzde, sib.uab.gov.tr üzerinden oluşturduğumuz C kodları 

             ile 500₺ + 600₺ Y1 Gümrük Giriş Belge ve Harcını HalkBank’dan ödedik.


2.      Gümrük :

        a.  Gümrük binası yakın ama Memur Kepez Limana da gittiğinden randevu gerekiyor. Marina 

             kendisine haber veriyor. Veya siz telefon ediyorsunuz.

        b.  Marinaya kontrole gelen Gümrük memuru bana "Siz 2017'de yurtdışına çıkmış, o günden bugüne 

             transitlog yeniletmemişsiniz, cezası var, görüş sorduk, yakında netleşecek, ben şimdilik 

              onaylıyorum" dedi.

         c.  Yabancı bayrak için transitlog yenileme var, biliyorum da TC Bayraklı teknenin transitlog 

              yenilemesi de neymiş, deyip uzatmadım. Ama sanki bu konuda kafalar epey karışık, TC 

              bayraklılar için bekledikleri görüş İnşaallah yabancı bayrak işlemleri gibi gelmez. 

       3. Pasaport Polisi :

            a.   Yurt dışı çıkış harcı 150₺;  benim ve eşim için Halkbank Mobilden ödendi; kedimiz için  ödemedik,              kaçak yolcu bu seyahatte J
      b.  Polis, sistemleri üzerinden Liman Başkanlığının Çıkış kaydını kontrol etti; ekrana düştü-düşmedi                  konusu oldu ama bir şekilde ekranda gördü.
            c.   Pasaportlarımızı damgaladı.

 

       4.  Çanakkale Marina:

            a.    Ç.kale marina kısa bağlanma için saat ücreti üzerinden 500₺/saat palamar ücreti aldı. Bizim boyda 
           tekne için geceliği 1700₺ imiş. Belediyeye ait bir işletme için çok yüksek meblağ. Bir taraftan da                   yıllık bağlama ücretinin 25bin olduğunu duyuyoruz; ama sadece Belediye Meclis üyeleri veya 
            referanslıları kalabiliyormuş burada; güya halkçı belediye J
      b.  Her cezai ihtimale karşı, daha  sabah çıktığım seferin, daha üretilmemiş  atığını da vermiş oldum;                   DAU belge ücreti 265₺. Bu da ayrı bir garabet işlem maalesef; cezası da çok yüksek. Çevre                       Bakanlığı Teknelerin 50-60 lt.lik organik atığını para karşılığı alıyor ve götürüp Belediyelerin                       kanalizasyonuna döküyor. Belediyelerin çoğunda biyolojik arıtma yok; onlarda bizim kullandığımız            denize gerisin geri boca ediyorlar. Dostlar alışverişte görsün durumu.  Bu garabet düzeltilir İnşaallah.

        Nihayet Çanakkale’de Gümrük Çıkış işlemlerimiz bitti;  S/Y Dua-1 teknesinin Kaptanı, Kaptaniçesi ve Miço Kedimiz Mino ile  Halkidiki - Sporadlar seferimiz için öğleden sonra  avara olup; 12 mil mesafedeki Anıt Limanında 28-30 Kt rüzgarda, 40mt demir serip, ertesi günkü geçiş için enerji biriktirdik.





















20240709 Salı:  Seddülbahir Anıt Limanı – Limnos Nsis Karkalás Koyu – 57,5mil

         Anıt Limanından 06:00 gibi demir aldık; Poyraz 15-20kt bandında, sancak kıç omuzluktan geniş apaz, motor stop, sadece cenova ile 7,5kt süratteyiz. Miçomuz Kedi Mino Serpinti Körüğü altında yerini buldu, uyuyor. Teknenin zehirlisi üçüncü yılına girdi; sefer öncesi dalarak alt temizliği yaptım ama nispeten kirli olduğu halde rüzgar altına uçarak geldik. Benzer havada rüzgar üstüne bir de bunun dönüşü var demeyin; şimdiden bir ay sonrayı düşünmeyelim J
        Aslında bu sene karaya alma zamanım gelmişti; zehirli boyalarımı da almış, stoklamıştım. Uzun sefer düşündüğümden mutlaka karaya çıkmam da gerekiyordu. Ancak, Gelibolu’da karaya alabileceğim iki tersane var; birisi büyük; teklif aldığımda bana gemi muamelesi yaptılar; Euro kuru üzerinden saat ücreti ile teklif sundular. Benim İstanbul Marinalarında karaya çıktığım rakamın tam dört katına denk geliyordu.  Daha küçük ama iptidai kızak yöntemi ile karaya alan tersane ise bir türlü bana randevu veremedi. Hatta en son Ramazan Bayramı süresinde randevulaştık ama bu defa kızakları hasara uğradı ve benim iş yattı.  En nihayet bir gün hazırlıklarımı yapıp Hamzakoy’da akşama kadar uğraşarak nefesli dalışla alt temizliğimi kendim yaptım; çok da güzel oldu ama tabii yeni zehirli kadar performans vermedi. Rüzgar altı iyiydi de rüzgar ve akıntı üstü seferlerim tam bir patinaja dönüşüyordu.

     

           Saat 16:00 gibi Limnos-Myrina kasabasının güney-doğusunda Nsis Karkalás Koyunda mola verdik; hem yorulmuşuz hem de su o kadar güzeldi ki o gece orada kalmak istedik. Henüz gümrük girişi yapmamış olsak da karaya ayak basmadığımızdan mesele olmadı.


20240710 Çarşamba : Limnos-Myrina Limanı – Gümrük Giriş – 4,8mil

Myrina rıhtımına kıçtankara olmaya çalışırken yandaki teknenin demirine taktık; neyse ki  kurttarma kancası ile demiri kurtarıp, hemen karşıda  alargaya geçtik.

Myrina, Türk denizcilerin meşhur giriş limanlarından; PortPolice ve Gümrük binası hemen rıhtımın karşısında. Tek sıkıntı Yunanistan'da mesai 14:00'da bitiyor. Birkaç yıldır teknelerin boyuna göre Tepai (Ayakbastı) parası alıyorlar; açık banka veya Postahane bulup yatırmak mesele. Biz mecbur kaldık 20€ komisyon ücreti verip Acente üzerinden 33€'u ödemeye. 50€ TransitLog, 15€'da Port Police ücreti; ceman 118€ ödedik.  Neyse giriş tamam.

Bir daha kısmet olursa eğer, artık online TEPAİ ödemesini öğrendik; daha TR’den çıkmadan e-Paravolo numaramızı üretip, gider gitmez bir Banka veya PostOffice’den ödeyebileceğiz. Nitekim Ağustos ayını aşağıdaki adımlarla ödemiş olduk.

-         https://www1.aade.gr/aadeapps2/etepai/ sitesinden mail adresiniz ve Pasaport Numaranız ile bir “Register/Kayıt” oluşturuyorsunuz.

-         Ardından kendi hesabınızla/şifrenizle girip “NewRegistration” butonu ile teknenizin en/boy ölçülerini kaydedip, hangi ay için tepai ödemek istiyorsanız işaretliyorsunuz.

-         Sistem size bir E-PARAVOLO (eTepai Referans No) numarası üretiyor.

-         Bu kodu bankaya veya PostOfice’e verdiğinizde TEPAİ ücretini ödeyebiliyorsunuz. Ödeme henüz Kredi Kartı ile yapılamıyor maalesef.

-         eTepai Hesabınızdan Formu “Print/Yazdır” yapıp, PAİD/Ödendi yazıp yazmadığını kontrol ediniz. Bu Formu PDF olarak telefonunuzda saklayınız veya alabiliyorsanız çıktısını alınız, Port Police görmek istiyor.

Myrina’da tekne zaten alargada, rüzgar da düştü, berrak sulara attık kendimizi, bir gün daha dinlenmeye ayırdık; koştur-koştura gerek yok. Alargada yanımıza Çanakkale'ye kayıtlı Öykü17 yelkenlisi  geldi; onlar da ailecek geziyorlar. Hareketli çarşısında bir top dondurma 2,35€.

            Bir de Cosmote'den 100+30gb./15€ sim kartımızı alınca, iletişime de kavuşup, normale döndük. Kaptaniçe de benden paylaşımla interneti kullanıyor; günlük 5gb giderimiz var, bir ay haydi haydi yeter diye düşündük. Kullanma suyumuz çok eksilmedi ama Bot bağladığımız yerde, kedilerin de su içtiği bir genel çeşme var; oradan eksilen suyumuzu botla taşıyarak tamamladık. Kasabada gezerken Kedimiz Mino’yu teknede bırakıyoruz; dönüşümüzü dört gözle bekliyor, bot motorunun sesini duyunca hemen güvertede beliriveriyor. Kedi, ilk defa tekneye katıldığı halde, buraya kadar hiç sorun çıkarmadı maaşallah.  











































20240712 Cuma: Limnos-Myrina => Halkidiki-Athos (Aynaroz) – Ouranoupoli – 60mil

Bu sabah 06:30'da ver elini Halkidiki yarımadalarının kuzeyindeki Athos yarımadası. Osmanlı, bu dini özerk yarımadaya Aynaroz demiş ve özel Kadı atamış. Bu yarımada hala dini özerk bölge; üzerinde 20 civarı manastır varmış. Sadece erkekler girebiliyor, dişilerin yarımadaya yaklaşması bile yasakmış; sadece dişi kedilere müsade ediliyormuş; o da fare üremesini engellemek için J  Biz batısından geçip, coğrafyayı temaşa edicez bakalım. Yol boyu oltamız denizde; ama bu defa ucundaki sahte kopup gitmiş; acaba kaçan balık büyükmüydü J

Yarımadaya adını veren Athos dağı karşımızda belirdi; rakımı 2033mt imiş. Hava yanık, yelken pek çalışmıyor. Hava durumu siteleri önümüzdeki günleri hep sakin gösteriyor; bu güzel havaları değerlendirmeye gayret edeceğiz.

Ouranoupolis, yarımadanın en turistik kasabası; Azmi Özer Reisin tariflediği şekilde, önlerinde  4mt.lere demir atıp, alargada kaldık. Buralarda motorlu fiber tekne kiralama çok moda, önümüzden vızır vızır geçiyorlar; karşıda Ammouliani takım adalarında çok miktarda meşhur plaj var, Megali Ammos Beach, St.George Beach, Vava Beach, Paralia Nisakia;  oraya gidiyorlar.

Akşam saatlerinde botla karaya çıktık, tekne turları müşteri kapma yarışında; yoğun restaurant ve

Ortodoks dini hediyelik dükkanları mevcut. Etrafta siyah Cübbeli din adamlarına rastlanıyor.  Burada 6*2*2mt boyutlarında beton blokları üst üste koyarak Balıkçı barınağı yapma girişiminde bulunulmuş ama bloklar kayıp limanı doldurmuş, bitirilememiş; kötü bir tecrübe olmuş. Yerel tekneler ya karada ya tonozda. AB fonları bu limana ulamamış herhalde; bu kadar hareketli yerde küçük bir iskele ile idare ediliyor.

Bizans (Prosforio) Kulesi, Aynaroz yarımadası Athos Dağı’nda bulunan Vatopedi Manastırı’nın korunması için 14. yüzyılda inşa edilmiş, limanın girişinde hala ayakta; Ouranoupolis’in simgesi. İlk katı 11.yy Bizans Döneminde inşa edilmiş, son üç katı ise Osmanlı döneminde (1585) eklenmiş. Sonra 19. yüzyılda iç kısmı ahşaptan yapılmış.